bilim
terapi
Etkili olduğu bilimsel kanıtlara dayalı online psikoterapi
Duygular Ne İşe Yarar?
Duyguların Önemi Nedir?
Korku, kaygı, üzüntü, öfke gibi duyguların hizmet ettiği birincil işlev, bizi önemli dış veya iç olaylara veya durumlara karşı uyarmak ve bunlara yönelik olarak harekete geçmemiz için bizi motive etmektir. Olumlu ya da olumsuz tüm duygular, rahatsız edici ya da nahoş olarak gördüklerimiz de dahil olmak üzere, özünde önemli ve gereklidir. Duygularımız aslında bize dair, bize bir şeyler anlatmaktadır. Örneğin korku duygusu tehlikeli bir durumdan kaçmamız gerekliliğine yönelik harekete geçmemiz için bizi motive eder. Fakat duygularımız her zaman bizi doğru yöne motive etmeyebilir. Ancak bu durumlarda dahi bize bir şeyler anlatabilirler.
Örneğin, çocukluğunda ailesi tarafından şiddete maruz kalan bir yetişkini düşünelim. Bu kişiye babasının onu bir şeylere zorlamak için sesini yükselterek konuştuğunu varsayalım. Bu yetişkinin günümüzde artık birisi ona sesini yükselttiği zaman (örneğin iş yerinde bir üstü onun üzerinde üstünlük kurmak için) diğer insanlara kıyasla daha fazla kaygı hissetmesi geçmişteki olumsuz yaşantısından dolayı normaldir. Bu durumda aslında kişinin beyni o an iş yerindeki kişiye değil geçmişte yaşadıklarına kaygı ile reaksiyon vermektedir. Örneğin çocukluğunda bu kişiye babası yapmak istemediği bir işi yaptırmak istediğinde sesini yükselterek bu işi emrettiğini düşünelim. Çocuk yapmak istememekte direttiğinde ise fiziksel şiddete maruz kalmış olsun. Bu çocuk bu durumdan yetişkinliğe taşıyacağı hayata dair genel bir öğrenme edinir. O da şudur: “Eğer sesini yükselten birisinin sözünü dinlemezsem sonunda fiziksel şiddete maruz kalırım, birisi sesini yükselterek benden bir şey isterse onu yapmalıyım”. Dolayısıyla beynimiz de zamanında bunu bir genel kabul gibi öğrendiği için bizi kaygıya sevk etmektedir ki kendimizi sonrasında gelecek olan fiziksel şiddetten koruyabilelim. Aslında o çaresiz ve kaçacak başka bir alternatifi olmayan çocuğu korumayı başarmış olan beynimiz, o zaman faydalandığı ve çalıştığını gördüğü “sesini yükselten birisinin sözünü dinlemezsem sonunda fiziksel şiddete maruz kalırım” öğrenimini bizi koruyabilmek için kullanmaya devam etmektedir. Çünkü küçüklükte sürekli maruz kalınan bu tür olumsuz yaşantılar bizde yerleşik öğrenmelere neden olur. Yetişkinin yapması gereken şey, artık çaresiz olmayan ve farklı alternatifleri olan o çocuğa bunu öğretmesidir. Yani artık sesini yükselten birisinin sözünü dinlemediğinde, onun karşısında kendi hakkını savunduğunda fiziksel şiddete maruz kalmayacağı öğretisini kendisine öğretmesidir. Ve hatta bu konudan özellikle muzdarip olduğu için yaşadıklarından diğer insanlara göre ekstra cesaret devşirebilir, yani çocukluğundaki yaşantısı onu diğer insanlardan daha cesaretli bir insan yapabilir.
İLETİŞİM BİLGİLERİ
Kısa Süreli Ön Görüşme: Ücretsiz
Seans Ücreti: 3000 TL