bilim
terapi
Etkili olduğu bilimsel kanıtlara dayalı online psikoterapi
Bedensel Hisler Nasıl Ortaya Çıkar? Bedensel Hislerin Duygularla Bağlantısı Nedir?
Çoğu duygunun kendisiyle ilişkili bedensel hisleri de vardır. Örneğin, kaygıya kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş dönmesi veya yönünü kaybetme hissi, kas gerginliği, göğüste sıkışma ve terleme eşlik edebilir. Moral bozukluğu veya depresif hissetmek aşırı yorgunluk, boğazda yumru veya uzuvlarımızda ağırlık hissi ile ilişkilidir. Öfke, kas gerginliğine ve sıcaklık hissetmeye yol açabilir. Suçluluk veya utanç mide rahatsızlığına veya yüzün kızarmasına neden olabilir. Bu bedensel tepkiler, bu duyguları hissetmenin normal bir parçasıdır. Bu hisleri tecrübe etmek, bizi içinde bulunduğumuz durum için motive eder ve duygularımızın bir şeyler anlatmaya çalıştığı konusunda bizi uyarır.
Fakat bedensel duyumlar aynı zamanda duygusal deneyimlerinizi çeşitli şekillerde yoğunlaştırabilir. İlk olarak, karşılaştığınız durumla başa çıkamayacağınızı hissetmenize neden olabilirler. Örneğin, kaygılı olduğunuz bir durumda vücudunuzda gerginlik hissettiğinizde işinizi yapamayacağınızı ya da nefesiniz daraldığında bir sunumu ya da konuşmayı asla tamamlayamayacağınızı düşünebilirsiniz. Bu da sizin o anki kaygı düzeyinizi olması gerekenden daha yukarılara taşıyabilir. Böyle durumlarda olumsuz duyguyla bilirlikte gelen fiziksel duyumlar olumsuz duyguyu daha gerçekçi yapar. Ayrıca, yoğun bedensel hisler kötü bir şey olacakmış gibi hissetmenize neden olabilir. Örneğin, bazı insanlar kalp atışlarının hızlanmasının kesinlikle tam bir panik atağa dönüşeceğinden endişe eder. Yine bazı insanlar vücutsal reaksiyonlarının başkaları tarafından fark edileceğinden ve bunun ayıp ya da kötü bir şey olduğundan endişe eder. Örneğin, yüzleri kızarırsa veya terlerlerse insanların kaygılı ya da gergin olduklarını anlamasından korkarlar. Bazen insanlar öfkelendiklerinde gergin veya sıcaklamış hissederlerse kontrollerini kaybetme olasılıklarının daha yüksek olduğunu düşünürler. Bazı durumlarda ise insanlar midelerinde bir rahatsızlık hissettiklerinde o an o durumdaki korkularının yerinde ve boşa olmadığını düşünürler ve olumsuz duyguları daha gerçekçi bir hale gelir: Sevdikleri birinin kaza geçirebileceği düşüncesi mide bulantısı ile birlikte olduğunda daha gerçekçi bir olasılıkmış gibi gelir.
Fiziksel duyumların gerçekleştiği ortam ve durum, onları nasıl yorumladığımız açısından çok önemlidir. Bu noktayı açıklamak için, bir oyun parkında eğlenen çocuklar örneğini ele alalım. Bir çocuk kaydıraktan aşağıya kaydığında midesi bulanabilir ve aşağıya indiğinde sersemlemiş hissedebilir. Veya oyun parklarındaki atlıkarıncaları düşünelim. Bütün amaçları çocukların başını döndürmektir. Öyle ki, indiklerinde ayağa kalkamayacak kadar başları döner, mideleri bulanır ve eğer çocuksanız, “en iyi” kısmı da budur aslında. Ya da ebelemece oyununu düşünelim… Bu, çok koşturmaktan dolayı kalp çarpıntısı, terleme ve nefes darlığına neden olabilir. Oyun alanındaki bir çocukta bu fiziksel hisler ortaya çıktığında, bunlar iyi hisler olarak kabul edilir. Çocukların bilerek ortaya çıkardığı ve eğlendikleri şeylerdir.
Ancak bir de şöyle düşünün: Yukarıda sayılan bedensel duyumlar (mide bulantısı, sersemleme, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı), farklı bir ortam veya durumda, örneğin bir yetişkin olarak kalabalık önünde konuşma yapacağınız zaman veya sizi korkutan bir duruma girdiğinizde, çok korkutucu ve tehditkar hissettirebilir. Bu da demek oluyor ki sorun bedensel duyumların kendisi değildir. Onları bu kadar korkutucu ve rahatsız edici kılan sizin bu duyumları ya da hisleri yorumlamanızdır. Bu fizyolojik hisleri kötü bir şey olacağının kanıtı olarak kabul ederiz. Dolayısıyla, panik atak rahatsızlığı olan biriyseniz doğada koşu yaparken kalp atış hızınızın artmasını dolu dolu bir panik atağın gelmekte olduğuna dair bir işaret olarak görebilirsiniz. Ya da sosyal ortamlarda gergin olan biriyseniz, arkadaş ortamında birinden hoşlandığınız zaman sıcaklık ve terli hissetmeniz, sizde diğer insanların endişeli olduğunuzu görebileceği ve bunun için sizi yargılayacağı anlamına gelebilir. Yani durum ve ortam, bedensel hislerinizi yorumlamanızı gerçekten değiştirir. Halbuki bedensel hisler tek başına kötü ya da tehdit edici olmak zorunda değildir. Bahsettiğimiz gibi, bedensel duyumlar, duygusal deneyimlerin normal ve ayrılmaz bir parçasıdır. Fizyolojik reaksiyonların bu şekilde hissedilmesine neden olan şey sizin onları yorumlamanızdır.
Terapi esnasında bedensel hisler, etkili olduğu bilimsel kanıtlara dayalı çeşitli metotlar aracılığıyla güvenli bir şekilde ortaya çıkarılır, analiz edilir ve sıkıntıyı azaltıcı müdahalelerde bulunulur. Bu hisler gerçek dünyada güçlü bir duyguyla birlikte ortaya çıktığında, rahatsız edici olsalar bile, terapide bedensel hislerinizi gözlemlediğinizde güvenli ve tolere edilebilir olduklarını fark ediyor olacaksınız. Bu şekilde, duygusal bir deneyim sırasında bedensel hislerin ortaya çıkması artık duygularınızla başa çıkmanızı daha da zorlaştırmayacaktır. Terapide uygulanan müdahaleleri aşı olmak gibi düşünebilirsiniz. Vücudunuzun bir hastalıkla nasıl başa çıkacağını bilmesi için bağışıklık sisteminizin o hastalığa maruz kalması gerekir. Aşı tam oalrak da budur: Vücudunuzun başa çıkma konusunda pratik yapması gereken hastalığın küçük bir dozunun önden size uygulanmasıdır. Bu egzersizler de benzer şekilde çalışır: Terapi esnasında kendinizi sizi rahatsız eden fiziksel hislere maruz bırakarak, bu hislerle başa çıkabileceğinizi öğrenecek ve bir dahaki sefere beklenmedik bir şekilde ortaya çıktıklarında onları daha tahammül edilebilir hissedeceksiniz.
İLETİŞİM BİLGİLERİ
Kısa Süreli Ön Görüşme: Ücretsiz
Seans Ücreti: 3000 TL